Ne güzel ola ki Şehr-i İstanbul demek gerekmeden sevmek İstanbul'u...
Turiste ne mutlu.. Cuma her yerde cuma aslında. Varsın taşınsın ayaklar,adımlar,adlar..
 Üsküdar kadar güzel Cuma pazarının kartpostalı.Belki geçmiş zamanın tadı değil, belki o sıcak deilse de, aynı deil zaten modası da, edası da sedası da ezanın, selanın..


Lakin bir vapurun kenarında içmediğin sigara da olsa, kuytu köşelerde bulmadığın vuslat da olsa, hep yürekte aynı sehir...
 Erinmeden yaşamak değil midir yaşamaya değer.. zira aksi halde yaşam, bekleyiştir ol ki zaman ölene kadar akıp geçer...
Değiştirilebilecek de olsa fikirler olması ne ala.. Ve ala ki fikrimin bir ucu Asya da, Avrupa'da bir ucu hala..
Bir küçücük motor geçirir ellerimi Üsküdar kartpostalından Beşiktaş balıkpazarına.. Lakerdada, rakıda, çinekopta.. söylenmesi fonetiği zorlaştıkça hayatı kolaylaştıran tadlarda demlenir tad. Esrik.. kelimesi hiç tanımlanamamış hep yaşamda konumlanmıştır ya, esrik bir sevgide,sevdaların dile döküldüğü bir çocukluk arkadaşlığı gibi demlenir huzur. Sanki anlaşmak bir lutuf muydu..
Oysa sırtının ardında az evvel deil miydi bir kuru güz yaprağıının düştüğü.. Güzün ancak bir şarkıyla masamıza gelebilirliği varken, üşümelilikte kasım bile sıcacıkken.. ne güzeldi bilmediğin bir yeri öğrenişin bilerek kıymetini reklamsızca, uzun cümleler dökmeksizin.
Hatırsız kahvelerimiz varmış! olsun... Adımız yokmuş! olmasın...kılıf bulurcasına inançlarımız varmış kendimize.. Biz değil miyiz çalacak olan iki minaresini de Mihrimah ın.. zira ondandır hazır oluşu kılıflarımızın. Varsın Eyfeli de katalım içine, katalım Galata kulesini de... Hatırsiz kahvelerimiz varmış... olsun! Hatırlı yoklukların çokluğundan yeğdir ya.


'Unutmak, umutlanmaktır...ama umutlanmak , unutmamaktır.'

Yorumlar