Ne mutluk bana , doğum günü mesajı, mutluluk

11.1.'11

Yanımda olan, varlığını hissettiren tüm sevenlerime ve sevdiklerime teşekkür ederim.
 Ne kadar şakayla karışık 29 ürküntüsünden bahsetsem de..
Ne korkuyorum 80den  ne de 30 u görmeden acı kaybımız diye anılmaktan... Çok satan pek çok 
'satan' kitaptaki gibi yapmadığım şeyler var hayatta, yaptıklarım yanısıra.
Tcdd ve interraile göre genç olmasam da bir gençturkcell i olsam bile, hayatımın amaçlarından biri demet akalını burger kingde bana hamburger ısmarlatmak olmayacak. Bazı seylerı yapmalıyım dememız gerektıgını soyluyor hayat, ölmeden önce gormeni soylemen, yapman gerekneler listeleri yasama anlam vermemızı sağlamamıza yardım edıyor cunku..
italya da Roma'yı gormeden gerı gelmıs, Champaign'de bag bozumuna katılamamıs olmak, Avrupa'nın en dogusunda, Istanbullu olmasaydım belki bu listeyi, Rize'de cay, Ida daglarında zeytin toplamak ve Fırat nehrinde rafting yapmak seklinde yapardım...
Yani liste de degisken, listenin gerekliligi de...
Maaslı sigortalı düzenli formal bir ise girmek de bir deneyim olabilirdi, cocuk yapmak da.. ancak onlar geri donusu olan deneyımler degıl bence. Deneysel yasamıyorum hayatımı. Ancak biliyorum ki bazı seyler denenecekse, sıralı olmalı.. 
Liberalizmin temelk dayanağının ifade ettiği gibi, her insanın eşit şartlarda hayata başladığına inanmıyorum. Herkes şanslı doğar evet. Ancak kimileri  iyi, kimileri kötü şansla..
Bence en iyi şans, insanın kendisi olmasıdır. Kendi kendinize dururken mutlu olabilirsiniz. Bir bebekken bile yalnız oynamak sizi mutsuz etmeyebilir. Aslında duy-g-usal anlamda kimsenin şartları, kimseninkinden daha 'az kötü' değil. Sadece insan bu şartları farklı algılıyor. Aşk hali gibi biraz. O kadar çok seviyorsunuz ki hayatı, onun sizi sevdiğini göremiyorsunuz.Aşkınız, mutluluğunuza engel oluyor bazen.Aşkın komik paradoksu işte. Onun sizi sevdiğini söylemesi bile size lütuf gibi geliyor ve inciniyorsunuz. Ve bozuyorsunuz herşeyi...
Az gelişmiş Misliman ülke vatandaşlarına bakıyorm dünyada, ne kadar huzurlu ve mutlular..
Hemen hepsi yoksul,açlık sınırında, belki uzun ama sağlıksız yaşıyorlar. ama mutlular kendilerince.. Kıyaslama yapmıyorum dinler arasında. Mutluluğun yaşam koşullarıyla pek de bir alakası olmadığını düşünüyorum sadece. Elbette, mutsuzluk her zaman var yaşamda, her anda. Yaşam koşullarınız iyi olduğunda da, mutsuzluğunuzu aşmanız size çok daha fazla şey ktar. Yani biri arabasının modelini yenilerken siz ancak  pamuk tarlasında çalışabilmek için kabul edilebildiğinz için seviniyorsanız ya da doktora gidebilme şansınız olduğu için sükrediyorsanız elbette burada bir adaletsizlik vardır ancak yine de bu sizin de  mutlu olmayacağınızı göstermez. Çünkü mutlu olmak, var oluşun kendisinde, aldığımız ilk nefes anından itibaren bizimledir. Ve kaygı, 2. nefesi alamamaktan korktuğumuz andan itibaren onu takip eder. bu döngu hıc bıtmez. korkmadıgınızda, uzulmedıgınızde,artık nefes almayı umursamadıgınızda sorun var demektır. hala korkuyor, aglıyor, guluyor, gulumsemenızı kaybetmekten korkuyorsanız , yasıyor ve yaslanıyorsunuz demektır.
Fıkrımce bu yasamak demektır. Yasadıgınızın farkında olmak, ölmeden önce görulmesı gereken 100 yerı gormekten ya da Beverly Hılls'te bır malıkanede yasamaktan daha anlamlıdır. Elbette hayatı daha da anlamlı kılacak hırslar gerekır. Daha cok bılgı, daha cok para, daha cok ün, daha cok çocuk,daha çok sıfat...GIBI.. Seçebilirsiniz. 
Papa olmak istemezdim.şımdı başlasam karıyerıme, papa olmak , Ronaldo olmaktn daha kolay yaş potansıyelı ıtıbarıyle...Ama dediğim gibi, yaşamı bir deney olarak algılamasam da, bazı şeyler sıralı olmalıdır. Yaşamı bir şeye adayacaksak eger, bunu pek cok seyden hevesımızı aldıktan sonra yapmalıyız. Ancak bu da, bızı o seyler ıcın  cok gec ve gerıde bırakabılır.. Ancak turist felsefesıne gore, hayatta, adanılacak tek şey, yaşamın kendisidir...
28 yıl yasamısm. 29. yıla basladım bugun. bıryıl 365 gun 6 saat deıl vaz gectık , 336 gun olacak derlerse, bu da degısecektır... Ancak yasadıgım gunler degısmez. Unutabılırım, evet. Ama unutmayacaklarım da vardır. Ve anıları unutsak bıle yaşamda, o duyguları, o yaşanmıslık duygularını unutmayız. Annemle bundan onbes yıl,onbes saat once bugun ne konusuyorduk hatırlamıyorum. Ama, genel olarak o duyguyu, biliyorum... Beni doğurduğu için anneme teşekkür ederim. Ve babama, yardımcı katkıları için. Ve ablama, beni istediği için.
( tam olarak beni kastetmemis olabılır ama, bilemicem :P )
Ben kendi hayatımın öznesi, sizlerin hayatınızın nesnesiyim.
Bu durumda, doğum günüm, sizlere kutlu olsun. :)                    Ne mutlu turist deno'ya :)

Yorumlar