evi toplamak- kafayı dağıtmak

en yorgun olduğun gecede, kendinden beklentilerin boyunu aşmışken, açıp baktığın mail boxuna hotmail ekibinin göndermiş olduğu gereksiz maili görmenin gereksiz heyecanı ve hezeyanını kınıyorum.


Bu mail adresini neden kontrol ediyorsun, ne arıyorsun hala? ne bekliyorsun ki.. yeni bir haber gelse onu görmek isteyecek dermanın var mı acaba? bir gelişme yok, değil mi manasında bir kontrol ise bu eğer kendine söylediğin gibi , o mail geldiği anda yaşanan heyecan nedir aziz dostum? 

acılı anıları vardır insanların ya da sadece acıları. Ama kurtulmak istemezler. çünkü sağlıklı ruh halleri insanlara şiir yazdırmaz. Sağlıklı ruh halleriyle kendini bir insanın yüzünde bir gülümseme yaratmaya adamazsınız. Sağlıklı ve aklı başında bir insan, on dakika görüşmek için saatlerce, bir hafta görüşmek için günlerce yol gitmez. Aklı başında, mantıklı ve kendine değer veren yetişkin bir insan, kendisini üzen bir insanla birlikte olmayı sürdürmez. Duygusal ilişkilerinde adım adım benliğini yitirmeye başladığında, sessizliği ve bu sessizliğin getirdiği suç ortaklığını paylaşmaz. Gözleri kızardığında yitirdiği benliğini görürken ama'lı cümlelerinde... susmaz. Çünkü sağlıklı ve akıllı bir insan kendisini bırakıp kaçmaz. Onun benliğine düşman olan bir insanı severek kendisine ihanet etmez. Sadakat, herkes ve herşeyden önce kendine ihanet etmemekle başlar çünkü. Başkasına gitme, yanımda kal, mutsuz da olsan benim ol diyen, hem belki mutlusundur.. mutlusun di mi..di mi...di mi...diyen biriyle kalarak sadece sizi, kendi kendinizi sevdiğinizden çok seven biriyle olmaya çalışırsınız. Ama gerçek sevgi bu değildir.


Acılarımız ve acılı anılarımız vardır. Unutmamayı seçtiğimiz. Ne kadar dirensek de, beslenmedikçe unutulmaya mahkumdurlar zaten. Esas bunu unutmamak gerekir.Bana bütün acılarından kurtulacaksın birgün dediklerinde, içim sızladı. Hiç bir ihanetimde hissetmediğim bir azaptı. Zira ihanet, azaplı bir duygu değildir ruhunuz yeterince sağlıklıysa. Yapmak istediğiniz birseyi yaptığınızda suçluluk duymanın mantığı yok.İstediğiniz şeyi istemiyormuşsunuz gibi davranmak kendinizi kandırmak ve aldatmaktır önce. Kendini aldatan insan,- hele bunu başarabiliyorsa üstelik- herkesi aldatıyordur zaten. 


Gelelim mailboxa...o hotmailin tokatı aslında zaten beklenen bir yanıttır. Zaten beklediğin, hiç birşeyin olmamasıdır. O heyecansa değişikliğe verilen refleks bir tepkidir.Yoksa sen artık bekliyor değilsin. Hiç gelmeyeceğine inandığın için bu otobüs durağında oturabiliyorsun. Çünkü bir yere gitmek istemiyorsun. O otobüs kaçtı. Bir daha gelmeyecek ve sen gitme eyleminden vazgeçtin artık.Haliyle tek yaptığın sadece durmak orada. Otobüs geri gelse de binmeyeceksin. Binsen bile bu o sefer sayılı seyahat olmayacak aynı firmanın aynı yere giden aracında.Ki ayrıca, binmeyeceksin zaten. Muhtemelen seni birisi gelip o duraktan alacak.Sense şimdilik sadece giden otobüsün ardından bakıyorsun. Geri gelsin diye değil artık. Bir süre öyleydi bekleyişin. Şimdi sadece duruyorsun...Yeni bir yol çıkıncaya kadar, tanıdığın bu durakta, yıllardır bildiğin bu mısralarda sadece durmak bu senin yaptığın... Korkma, bir yıl önceki yerde durmak, seni bir yıl önceki hedefleri bekliyor yapmaz. Zaman akar, su akar yatağını bulur. Herkes kendi yatağına alışmıştır zamanla. Yapılmayan şeyleri görmemek, söylenmeyen seyleri duymamak ; başka yerlerde baska insanlarla baska seylerın yapılmıs ve soylenmıs olduğu anlamına gelır.
İyi geceler 

Yorumlar