gitmek ya da kalmak mı...
Yazsam durmadan...sayfalarca...saçmalarını atsam.. saçmalar kuşları vuran şeylerdi.. atmayalım. atmayalım da besleyelim mi? saçı besle saçma olsun onu besle saçmalık ve dahi daniskası...
Mesaj verebilirim. mesajlarım var, on numara... itinayla yedirilecek tespitlerim var.. ama paylasıcak mıyım? hayır.
sebebim ayyynııı... sana güvennnmiyorruummm... die bir şarkı vardı.
artık cümle kurmasak, başlıkları ve ilgili linkleri dizsek de oluyor zaten.
hem o zaman okurun serbest kurgusunca, çeşitten yana zengin bir içerik doğuyor. Algı çarpı mesaj eşittir ileti sayısı, algı sayısı eşittir, alıcı sayısı çarpı okunma sayısı ..bı de fonksyonlar var. bız o konuya gelmedik daha.:)
uykum var. bakalım bilinçaltı sineması bu gece randomstayla ne izletecek. bi de filmleri hatırlasak o yeah!! ama o kadar ruyaya bellek bellenir. sen simdi gidiyorsun, git, gözlerin kalır mı onlar da gidiyorlar,gitsinler...
gözlerim gidiyor evet... yağmur yağsa da temizlense şehir, çok kirlenmiş sokaklar.
Bazı canlılar kafeslerinden çıkmaya korkuyor. Tekrar kafese girmek istemeyeceklerini bildikleri için belki. Kalsınlar bakalım. Açmayalım kapılarını. Kilitli de değil üstelik. Ama açmak mı gerekirdi.. bilmiyorum. Kalsınlar orada. alışmalı elbet kendini kafese koyanı kabullenmeye. parmaklıklar diğerlerine de parmaklık! olsun. yarım ağızlar cümlelerinde tüm nezaketenleri kaldırdık çoktan. O kadar açık ve yalın ki insanlığımız, çırılçıplak öküzlük bu. pişmanlık, pişmaniyenin bir kaç harf eksiği sadece. Ölümüne barışığız kendimizle. Hiç saklımız gizlimiz yok. arsızlık mı dürüstlük mü umursamazlık mı ...neyse adı. o da umrumuzda değil çünkü. Zaten unutuyoruz bi süre sonra. Kimse kimsenin yüzüne vurmaya kalkmıyor zaten. Soran yok, sorun yok zaten. Kafesler var. belki de adları liman olsa daha makul olurdular. Ama öyle gerekiyor demek ki. Ergen erkeklerin babalarıyla savaşı gibi. sana güç veren, seni sen yapan şey, tam olarak sen olabilmen için karşında durmalı. Gerçekten tam anlamıyla vazgeçmezsen asla yenemezsin. Vazgeçmelisin. Sen benden, ben ondan...vazgeçmeliyiz yoksa bu odalar çok dar bizim için. Ama odalara alışmak istiyoruz. saçma olan bu.odalarda tükenmek istiyoruz. Enerjin yok, çünkü olursa orada kalamazsın.enerjim yok, çünkü yokluğu dayanılmaz. aldığımız kararlar için vazgeçerken sevdiğimiz başka şeylerden, biraz güçsüz olmak gerek. Yoksa vazgeçmek kabul edilemez. Hem de bize yardım etmelerine izin verdiğimiz insanları onore edemeyiz o zaman. sen birini terkedebilecek gücteyken, o seni nasıl tutabilir ki.. bu ancak gitmeme izin verme demekle mümkündür. güçsüzlüğümü besle diye yalvarmalısın ki, o güçlensin senin varlığınla.
gözlerim durur mu.. onlar gidiyorlar.. gitsinler.. oysa ben ..... bilirsin...
Mesaj verebilirim. mesajlarım var, on numara... itinayla yedirilecek tespitlerim var.. ama paylasıcak mıyım? hayır.
sebebim ayyynııı... sana güvennnmiyorruummm... die bir şarkı vardı.
artık cümle kurmasak, başlıkları ve ilgili linkleri dizsek de oluyor zaten.
hem o zaman okurun serbest kurgusunca, çeşitten yana zengin bir içerik doğuyor. Algı çarpı mesaj eşittir ileti sayısı, algı sayısı eşittir, alıcı sayısı çarpı okunma sayısı ..bı de fonksyonlar var. bız o konuya gelmedik daha.:)
uykum var. bakalım bilinçaltı sineması bu gece randomstayla ne izletecek. bi de filmleri hatırlasak o yeah!! ama o kadar ruyaya bellek bellenir. sen simdi gidiyorsun, git, gözlerin kalır mı onlar da gidiyorlar,gitsinler...
gözlerim gidiyor evet... yağmur yağsa da temizlense şehir, çok kirlenmiş sokaklar.
Bazı canlılar kafeslerinden çıkmaya korkuyor. Tekrar kafese girmek istemeyeceklerini bildikleri için belki. Kalsınlar bakalım. Açmayalım kapılarını. Kilitli de değil üstelik. Ama açmak mı gerekirdi.. bilmiyorum. Kalsınlar orada. alışmalı elbet kendini kafese koyanı kabullenmeye. parmaklıklar diğerlerine de parmaklık! olsun. yarım ağızlar cümlelerinde tüm nezaketenleri kaldırdık çoktan. O kadar açık ve yalın ki insanlığımız, çırılçıplak öküzlük bu. pişmanlık, pişmaniyenin bir kaç harf eksiği sadece. Ölümüne barışığız kendimizle. Hiç saklımız gizlimiz yok. arsızlık mı dürüstlük mü umursamazlık mı ...neyse adı. o da umrumuzda değil çünkü. Zaten unutuyoruz bi süre sonra. Kimse kimsenin yüzüne vurmaya kalkmıyor zaten. Soran yok, sorun yok zaten. Kafesler var. belki de adları liman olsa daha makul olurdular. Ama öyle gerekiyor demek ki. Ergen erkeklerin babalarıyla savaşı gibi. sana güç veren, seni sen yapan şey, tam olarak sen olabilmen için karşında durmalı. Gerçekten tam anlamıyla vazgeçmezsen asla yenemezsin. Vazgeçmelisin. Sen benden, ben ondan...vazgeçmeliyiz yoksa bu odalar çok dar bizim için. Ama odalara alışmak istiyoruz. saçma olan bu.odalarda tükenmek istiyoruz. Enerjin yok, çünkü olursa orada kalamazsın.enerjim yok, çünkü yokluğu dayanılmaz. aldığımız kararlar için vazgeçerken sevdiğimiz başka şeylerden, biraz güçsüz olmak gerek. Yoksa vazgeçmek kabul edilemez. Hem de bize yardım etmelerine izin verdiğimiz insanları onore edemeyiz o zaman. sen birini terkedebilecek gücteyken, o seni nasıl tutabilir ki.. bu ancak gitmeme izin verme demekle mümkündür. güçsüzlüğümü besle diye yalvarmalısın ki, o güçlensin senin varlığınla.
gözlerim durur mu.. onlar gidiyorlar.. gitsinler.. oysa ben ..... bilirsin...
Yorumlar