Yeşil Kabanlı Bay Kamil- heryerde

Yeşil Kabanlı Bay Kamil, nostaljik unsuralara pek meraklıydı. Hiçbirşey yapmadan durma eğilimi gösterdiği dönemlerde özellikle Fatih, Süleymaniye, Mevlanakapı, Edirnekapı, Cankurtaran,Sultanahmet,Karaköy gibi semtlerde yürür ve nargile fokurtusunun ve dumanın içinde kaybolup gitmeyi pek sever.
Çamaşır yıkanmış rutubetli ev pazarları gibi ve ıslak yün kokan yağmur yemiş saçları da pek sever kendisi. Fakat bu sevgi elbette ki uzun süreli olmaz. Bu sevginin fikrini sever o da daha ziyade.
Yeşil Kabanlı Bay Kamil pek fazla ileriyi düşünmez. Genelde yaşamında düzenli
 ancak zihninin içinde dağınık ve serseridir. Fikirleri oradan oraya uçuşur, bir çevre korumasından bir yaşlılıktan bir belediye işlerinden düşünürken asla kaçırmaz ineceği durağı. Bu karmaşık fikirlerinin farkında bile olmaz aslında. Kendisi bile kendisini dinlemez çünkü. Herkesin anlatacak açıklayacak sözleri vardır hayatta. Lisede hiç bir dersi çok iyi olmayan Bay Kamil, pek öyle şiir falan da sevmez. Birşeylerin üzerinde düzenli düşünmekten hoşlanmıyor olduğunun farkında da değildir zaten. Bu da düşünce zinciri hakkında düşünmüş olmayı gerektirir zira. Ama bir şiir duymuştu bir zamanlar.Pek de yerinde duymuştu ki hala unutmaz. Behcet Necatigil'in Sevgilerde...şiiri..
Yeşil Kabanlı Bay Kamil de sokakta yürürken düşünürken durmadan...içinden geçirirdi zaman zaman kaçırdıkları için hayatta ve tüm pişmanlıkları için kendi adına yaşamda..
''sevgileri yarınlara bıraktınız

çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.
bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.
siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yılların telaşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.
gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadı."

Yeşil Kabanlı Bay Kamil resimlere bakmayı pek sever. Bayılır sloganları okumaya. Vay be der.. Vay be.. ne beylik laflar.. Beylik laf kelimesini de uzun zamanlar önce duyup çok sevmişti çünkü. Yağmurda koşar ama sever yağmuru pencereden izlemeyi bi sigara içimi sürede. Ve sıcak evinde uzatıp ayaklarını pek sever ince belli bardakta çay içmesini...İnsan ne için yaşar ki dediğinde düşünceler zincirinde daralıp, hep gün sonundaki o ince belli çayın huzurunu düşünür.
O en güzelidir tüketicilerin. Duyarsızların en naifi, Umursamazların en ince ruhlusu, apolitiklerin en aktivist ruhlusudur. Bilincin en güzel yerinde durur öyle usulca. İnmeden daha derine.. Usulca durur huzurun kibar noktasında. Şükrederken biraz mahzun, dua ederken biraz hırslı, kolay etkilenir hayattan. Anlık tepkiler verir.  Günlüktür kararları da Yeşil Kabanlı Bay Kamil'in. En stratejik planı yazın yapacağı gezidir. Enn uzun vadeli işi odur hayata dair.
Günü yaşamak değil onunki, gündemi yaşamak sadece. Farkında olmaksızın akıp gitmektir. Metrobüste gider, minibüse biner, vapurda iç tarafta ama ille cam kenarında oturur, beleş gazete okumaya bayılır ve elbette çocukken pilot olmak isterdi o da. Annesi doktor ol dese de. Hiç düşünmediği çocukluk hayallerinin uzaklığınca uzak şimdi düşünceleri ruhunun derinliklerinden.
Yeşil Kabanlı Bay Kamil, kendi içinden başka heryerde...





Yorumlar