kadınlar tuvaleti kapısı
Blog girişleri analizleri, yayın yaptığım blogumda cinsiyet sembolleri ile ilgili girişlerin fazlalığını gösteriyor. Edebi içerik için okuyanlar ayrı olsa da, medyanın bilgilendirme işlevi itibariyle de biraz didaktik yazılar da ekliyorum tabi. Şimdi ben burada yaratıcı yazıları etimolojiden, semiolojiye kadar süper şeyler yazabilirim. İnternette ve edebiyatta yalan söyleme ve kurgu yapma özgürlüğümüz var. Ama kalkar biri kaynak olarak kullanır, zaytung haberini gazetesine ekleyen bir muhabir gibi bi iş yapar, yazık olur. Sallamıyorsam, sanmayın ki uyduramam. Sanmayın ki kuşkonmaz ismi ile ilgili kreatif bir öykü yazamam.. Kuş masallarından girer, darıdan,sarıdan,karıdan çıkarım herrrtürlü... Ama yapıo muyum, hayır! Neden çünkü sorumluluk sahibiyim ve görsel okuryazarlığı olmayan bir halkın anadilinde yazı yazıyorum. Bu da biraz daha bilinçli davranmayı gerektiriyor vicdanen.
Şimdi, gelelim şu işaretlere!
Bakınız biyolojik olarak insanoğlu kadın ve erkek dediğimiz iki cins üzerinde yaratılmış ve üremiştir. Erkek, tüm hayvanlarda da olduğu gibi kıllı olandır. Bu aslında süs olarak dizayn edilmiş olsagerek. Ben sadelikten yanayım, o ayrı :) Memeliler sınıfından olan erkekler, çiftleşme dönemlerinde dişileri en iyi genleri kendilerinde olduğuna ikna edebilmek için, grup liderliği, güç gösterisi, böğürme, kavga etme, dans etme, şarkı söyleme ve tüy-boynuz,kuyruk vb donanımlarını kabartaraktan show business yapmaya organize edilmiştir. Aslen eşini seçen ve soyun devamını sağlama sorumluluğu olan dişidir.
Zira her sene farklı dişilerle çiftleşen bir erkek zebranın yavruları, dişi zebralar aynı gruba mensup değilse bir araya gelmezler ama annenin yavruları onun etrafında bulunur. Memeliler demişken, memeli türünde her iki cinsin de memesi vardır. Ama dişilerin daha çok vardır ve işlevseldir. Vücutları da gebelik döneminde yaşanabilecek kıtlıklara önlem olarak daha fazla yağ depolar ve kalsiyum ya da bebek için gereken hormonları kendi bedeninden sağlar. Bu da hayvanları avladığınız zaman, erkek olanların etlerinin daha lezzetli olmasının sebebidir. Çünkü yavruladıktan sonra bedenlerinde bir eksilme ve yıpranma olmaz. Bu durum balıklar için de geçerlidir.
Bu dişi ve erkek bedenlerinde, insanlarda irade ve akıl vardır. Bu sebeple hayvanlardan farklı olduğumuz varsayılır. Bu vasfı olmayan hayvanatın ise üreme dönemleri mevsimsel olarak sınırlıdır. En bilineni Mart kedileridir.Ki aştılar kendilerini o ayrı... İnsan, yunus ve tavşanda bu mevsimsel sınırlama yoktur ama insan teknik olarak her karşı cinsle üreme arzusu duyması beklenmez. Ama bazıları hayvandan beter oldukları için bizler dişi ve erkek olarak insanları ayrı yerlerde tutma gereksinimi içindeyiz .
Tuvaletleri ayrı olan kadın ve erkek, metrobüs ve iett otobüslerinde gayet içiçe yaşar. İçiçe lafın gelişi değildir. 12 yaşındaki bir kızı gelin diye alabilen bir erkeğin çocuk kadın kavramı hakkında düşündüğü varsayılmaz. İtfaiyenin bir parktaki bankın aralığıyla mastürbasyon yapan bir adamı kurtardığını da düşününce ..yorum yapamıyorsunuz.
Erkek ve kadınların, birbirlerinden ayrı yerlerde bulunduğu mahrem alanlar vardır. Bu yerler, insanların çıplak ya da tenasül organlarıyla alakalı yerlerdir. Plajda slip mayo ya da şortla gördüğünüz adamı iş yerinizde görmeniz skandal olur. Ya da bir kadının pedinin erkeklerin görebileceği yerlerde bulunması ayıp karşılanır. Bu erkeklerin kondomları için de geçerlidir. Ancak seksüel mahremiyet bundan farklı değerlendirilmelidir tabi.
Yani aslında evde ya da küçük ofislerde aynı tuvaleti kullanan bu iki cins, o kadın-erkek simgesini koyduğunuzda icabında altına eder ama karşı cinsin tuvaletine girmez. Bu kişisel nedenlerle yapılır, onlara olan saygıdan değil.
Bu simgeler içinde malesef komik ve rahatsız edici olanlar pek çoktur. Bu simgeler aracılığıyla toplum, insana nasıl kadın veya erkek olacağını öğretir.Öğretmeye çalışır ya da.
Sigara, puro, fötr şapka, makosen ayakkabı, baston mavi renk ve dik semboller erkeklerin işaretidir.
Süslü şapkalar, etek, topuklu ayakkabı, pembe renk ve yuvarlak işaretler kadın sembolleri olarak kullanılır.
Engelli tuvaletlerinde ise cinsiyet ayrımı pek yok. Zaten ülkemizde engelli tuvaleti de sanki ince bir düşünce eseriymiş gibi konan bir uygulama. Engelli insanların cinsiyetleri yok mu, yoksa mahremiyete ihtiyaçları mı yok, yoksa biz mi abartıyoruz bilemiyorum. Bu kadar hayati bir ayrım olması modern tabulardan elbette. Tabulara karşı olsam da, bir anlamda erkeklerden yalıtılmış alanların var olabilmesi de güzel elbette. Haremlik selamlık uygulamasının insanlar için tercih edilen bir şey olarak değerlendirilmesi söz konusu.Lakin bu insanlar, haremlikten çıkmak isteyen kadınların amacını çarpıtacaklardır. Yani iş yerinde ya da tuvalette ya da kamusal alanda ayrı alanlar isterken, bir yandan da bu ayrımın gelirse, kaldırılmasının çok zor olacağını da unutmamak gerek. Yani bir çift olarak gece klübüne gittiğinizde kalabalık olmamasından rahatsız oluşunuzu nasıl izah etmekte güçlük çekiyorsanız,yine çekersiniz. Erkeklerin tek eşlilik ilüzyonuna cahilce aldanıp biyolojik programlamayı hiçe saydığınızda sadece devekuşu gibi başınızı kuma gömmüş olursunuz.
Biyolojik olarak var oluş amaçları ile sistemin ataerkil soya dayalı olması çelişkisi nedeniyle ve ilk insanların avcı-toplayıcılık döneminde kadının toplayıcı görevi alması da bugünkü alışveriş çılgınlığındaki payını açıklıyor.Zira doğurma ihtimali olan dişi, erkeğe nazaran uzun vadeli güven ihtiyacı duyar. Analiz yapmak ve vizyonu geniş olmak başka, cesaretli ve dinamik olmak başka türlerin genel özelliğidir. İyi yönetici olmak ise, ne zeka ne eğitim ne de para işidir sadece. Hem dezenformasyon yapabilmeli, hem interaktif olmalı hem de hamlelerinizde hızlı olmalı ve risk almalısınız. Risk alırken güven ihtiyacı, yalan söylerken vicdan, bilgiye saygı duyup öğrenirken de hareket kabiliyetinizin azalması size engeller oluşturur. Gençlerdeki cesaret , yaşlılardaki deneyim ve güç çok uzun süre bir arada kalmaz. Bu sürede de aşık falan olur, evlenir insan bi de. Tam verimsizlik örneği işte! Hep de içinizde ben aslında neler neler yapabilirdim... gibi kırık hayallerin özgüveniniz üzerindeki ezici etkisi kalır. Yapabileceğinizi anladığınızda istemezsiniz, istediğiniz anda zaten gözünüz sadece hedefi görür, sakin olup strateji üretemezsiniz...Sonuç: Tuvaletlerde kullanılan cinsiyet sembollerinin dışında, cinsiyetlerin toplumsal yansımalarının sembolleri de bulunur. Biyolojik farka dayalı bu ayrım, aslında sadece biyolojik değildir. İnsan kendini hissettiği bedendedir. Travestilerin esas erkekler tuvaletine girmesi düşünülemez. Kadınlar tuvaletinde bir penis olması ise toplumsal bir korkudan başka birşey değildir. Küçük oğlu annesiyle aynı tuvalete girebiliyorsa, bu mantıkla erkeklik taslamayan bir travesti de girebilir.Yani konu biyolojik değil özetle. Zira, erkek olarak da girebilirler aslında ama, ne gerek var! Hamam dışında bir alan olsun cinsiyete dayalı ayrımın yapıldığı, bir mahsuru da yok bence.
Şimdi, gelelim şu işaretlere!
Bakınız biyolojik olarak insanoğlu kadın ve erkek dediğimiz iki cins üzerinde yaratılmış ve üremiştir. Erkek, tüm hayvanlarda da olduğu gibi kıllı olandır. Bu aslında süs olarak dizayn edilmiş olsagerek. Ben sadelikten yanayım, o ayrı :) Memeliler sınıfından olan erkekler, çiftleşme dönemlerinde dişileri en iyi genleri kendilerinde olduğuna ikna edebilmek için, grup liderliği, güç gösterisi, böğürme, kavga etme, dans etme, şarkı söyleme ve tüy-boynuz,kuyruk vb donanımlarını kabartaraktan show business yapmaya organize edilmiştir. Aslen eşini seçen ve soyun devamını sağlama sorumluluğu olan dişidir.
Zira her sene farklı dişilerle çiftleşen bir erkek zebranın yavruları, dişi zebralar aynı gruba mensup değilse bir araya gelmezler ama annenin yavruları onun etrafında bulunur. Memeliler demişken, memeli türünde her iki cinsin de memesi vardır. Ama dişilerin daha çok vardır ve işlevseldir. Vücutları da gebelik döneminde yaşanabilecek kıtlıklara önlem olarak daha fazla yağ depolar ve kalsiyum ya da bebek için gereken hormonları kendi bedeninden sağlar. Bu da hayvanları avladığınız zaman, erkek olanların etlerinin daha lezzetli olmasının sebebidir. Çünkü yavruladıktan sonra bedenlerinde bir eksilme ve yıpranma olmaz. Bu durum balıklar için de geçerlidir.
Bu dişi ve erkek bedenlerinde, insanlarda irade ve akıl vardır. Bu sebeple hayvanlardan farklı olduğumuz varsayılır. Bu vasfı olmayan hayvanatın ise üreme dönemleri mevsimsel olarak sınırlıdır. En bilineni Mart kedileridir.Ki aştılar kendilerini o ayrı... İnsan, yunus ve tavşanda bu mevsimsel sınırlama yoktur ama insan teknik olarak her karşı cinsle üreme arzusu duyması beklenmez. Ama bazıları hayvandan beter oldukları için bizler dişi ve erkek olarak insanları ayrı yerlerde tutma gereksinimi içindeyiz .Tuvaletleri ayrı olan kadın ve erkek, metrobüs ve iett otobüslerinde gayet içiçe yaşar. İçiçe lafın gelişi değildir. 12 yaşındaki bir kızı gelin diye alabilen bir erkeğin çocuk kadın kavramı hakkında düşündüğü varsayılmaz. İtfaiyenin bir parktaki bankın aralığıyla mastürbasyon yapan bir adamı kurtardığını da düşününce ..yorum yapamıyorsunuz.
Erkek ve kadınların, birbirlerinden ayrı yerlerde bulunduğu mahrem alanlar vardır. Bu yerler, insanların çıplak ya da tenasül organlarıyla alakalı yerlerdir. Plajda slip mayo ya da şortla gördüğünüz adamı iş yerinizde görmeniz skandal olur. Ya da bir kadının pedinin erkeklerin görebileceği yerlerde bulunması ayıp karşılanır. Bu erkeklerin kondomları için de geçerlidir. Ancak seksüel mahremiyet bundan farklı değerlendirilmelidir tabi.Yani aslında evde ya da küçük ofislerde aynı tuvaleti kullanan bu iki cins, o kadın-erkek simgesini koyduğunuzda icabında altına eder ama karşı cinsin tuvaletine girmez. Bu kişisel nedenlerle yapılır, onlara olan saygıdan değil.
Bu simgeler içinde malesef komik ve rahatsız edici olanlar pek çoktur. Bu simgeler aracılığıyla toplum, insana nasıl kadın veya erkek olacağını öğretir.Öğretmeye çalışır ya da.
Sigara, puro, fötr şapka, makosen ayakkabı, baston mavi renk ve dik semboller erkeklerin işaretidir.
Süslü şapkalar, etek, topuklu ayakkabı, pembe renk ve yuvarlak işaretler kadın sembolleri olarak kullanılır.
Engelli tuvaletlerinde ise cinsiyet ayrımı pek yok. Zaten ülkemizde engelli tuvaleti de sanki ince bir düşünce eseriymiş gibi konan bir uygulama. Engelli insanların cinsiyetleri yok mu, yoksa mahremiyete ihtiyaçları mı yok, yoksa biz mi abartıyoruz bilemiyorum. Bu kadar hayati bir ayrım olması modern tabulardan elbette. Tabulara karşı olsam da, bir anlamda erkeklerden yalıtılmış alanların var olabilmesi de güzel elbette. Haremlik selamlık uygulamasının insanlar için tercih edilen bir şey olarak değerlendirilmesi söz konusu.Lakin bu insanlar, haremlikten çıkmak isteyen kadınların amacını çarpıtacaklardır. Yani iş yerinde ya da tuvalette ya da kamusal alanda ayrı alanlar isterken, bir yandan da bu ayrımın gelirse, kaldırılmasının çok zor olacağını da unutmamak gerek. Yani bir çift olarak gece klübüne gittiğinizde kalabalık olmamasından rahatsız oluşunuzu nasıl izah etmekte güçlük çekiyorsanız,yine çekersiniz. Erkeklerin tek eşlilik ilüzyonuna cahilce aldanıp biyolojik programlamayı hiçe saydığınızda sadece devekuşu gibi başınızı kuma gömmüş olursunuz.
Biyolojik olarak var oluş amaçları ile sistemin ataerkil soya dayalı olması çelişkisi nedeniyle ve ilk insanların avcı-toplayıcılık döneminde kadının toplayıcı görevi alması da bugünkü alışveriş çılgınlığındaki payını açıklıyor.Zira doğurma ihtimali olan dişi, erkeğe nazaran uzun vadeli güven ihtiyacı duyar. Analiz yapmak ve vizyonu geniş olmak başka, cesaretli ve dinamik olmak başka türlerin genel özelliğidir. İyi yönetici olmak ise, ne zeka ne eğitim ne de para işidir sadece. Hem dezenformasyon yapabilmeli, hem interaktif olmalı hem de hamlelerinizde hızlı olmalı ve risk almalısınız. Risk alırken güven ihtiyacı, yalan söylerken vicdan, bilgiye saygı duyup öğrenirken de hareket kabiliyetinizin azalması size engeller oluşturur. Gençlerdeki cesaret , yaşlılardaki deneyim ve güç çok uzun süre bir arada kalmaz. Bu sürede de aşık falan olur, evlenir insan bi de. Tam verimsizlik örneği işte! Hep de içinizde ben aslında neler neler yapabilirdim... gibi kırık hayallerin özgüveniniz üzerindeki ezici etkisi kalır. Yapabileceğinizi anladığınızda istemezsiniz, istediğiniz anda zaten gözünüz sadece hedefi görür, sakin olup strateji üretemezsiniz...Sonuç: Tuvaletlerde kullanılan cinsiyet sembollerinin dışında, cinsiyetlerin toplumsal yansımalarının sembolleri de bulunur. Biyolojik farka dayalı bu ayrım, aslında sadece biyolojik değildir. İnsan kendini hissettiği bedendedir. Travestilerin esas erkekler tuvaletine girmesi düşünülemez. Kadınlar tuvaletinde bir penis olması ise toplumsal bir korkudan başka birşey değildir. Küçük oğlu annesiyle aynı tuvalete girebiliyorsa, bu mantıkla erkeklik taslamayan bir travesti de girebilir.Yani konu biyolojik değil özetle. Zira, erkek olarak da girebilirler aslında ama, ne gerek var! Hamam dışında bir alan olsun cinsiyete dayalı ayrımın yapıldığı, bir mahsuru da yok bence.
Yorumlar