Beş mevsim ay-apdınlık

Derin bir sessizliği paylaşıyoruz seninle. Sanki iki kişi severek, sevişerek.. Gün yirmidört saat, biz beş mevsim sevişerek örtecektik dünyadaki çirkinliği. Hiç konuşmadan bu utancı. Bu göz karartan çirkinliği..Gözlerimizi gözlerimize boyayarak mümkünleyecektik utancını silmeyi insanlığın. 
Dün gece gözün gözümden kaçtı hasbelkader. Bir an binlerce kat daha utandık. Neresinden konuşulur. Hangi tespit, hangi disiplinden nereye sürer bizi. Ege'nin kıyıları kana doymuşken,  Bodrum'da şiir kalmadı. Ege'yi Akdeniz'e bağlayacağımız kıyılarda çocuk cesetleri dolanacak kulaçlarımıza..
Akrebin adı tutku değil, Prometheus'u artık Hades bile kabul etmeyecek yer altına...
Bir kardan insan yaptım. Ağzı var dili yok. 
Gülümseme taktım. Elma kokulu bir nefesi vardı. 
Seni özledim, nefesi düştü. 
İnsan dedik işte. 
Biber gibi bir dünyayı soluyup, elma gibi bir nefesle geri veriyordu. Bunu ancak aşkla başarabiliyordu. 
Tüm dünya bu kadar çirkinken.. Görmeyebiliyordu insanın gözleri
Aşk o kadar beyaz ki sevgilim, kör ediyor insanı 
Kar o kadar beyaz ki, kör ediyor insanı sevgilim.




 Dünya bu kadar çirkinken.. 
Eskiden.. İnsanlar birazcık da olsa insandılarken. Düşünmekten bu kadar  korkmuyordularken. Hani gömülecek de olsa kafalar kuma, düşünebildikleri zamanlar.. Yani her yerimizin kana bulandığını görmemeyi beceremedikleri, henüz delirmedikleri zaman.. 
Bir zamanlar acıyı bal eyledik denirdi. Bir cinayet suçken ya da bir insanı bilerek isteyerek ve kendi keyfince öldürmek, sırtından vurulmuş  iyi bir insan ceset olmaktan kötü bir şey olduğunu herkesin bildiği yakın zamanlarda... sessizliğin ve savaşın bir onurunun olduğu yakın zamanlarda...
Hepimiz aynı kişiydik. Aynı isim. Hepimiz geziydik, hepimiz candık, hepimiz şimdi sadece mutsuz ve umutsuz oluyoruz. Dağıldık. 
Şimdi aşk, belki dünyada bir küçük kucak açıyor. Tüm topraklar kanla kururken, o ilk okul 4. sınıf  deneyi gibi.. Pamuklara sarılı bir fasülyede filizlenecek yeşil bir dünya. Mümkün. Herkesin saklısında küçük, saklı bir güzel duygu. İnsanlığın utancından saklanan. 
Yeni bir şiir akımı yok diyorlar.
Olmaz mı..
Şiir el altından akıyor. 
Gizli sözlerde.. utana sıkıla akıyor.
7 gün evinin penceresinde kendisini seyreden çocuklarına bakarak sokak ortasında yatan  cenazeye bakarken, Bodrum sahiline vuran Kobane'li çocukları kıyıdan toplarken, özrü dilenmemiş cinayetlerin, çöken madenlerin, sebepsiz hapis yılların, dövülen sürüklenen gençliğin... insanlığı çiğneyip tüküren bir kararışın içinde..
şiir saklanıyor, akıyor utana sıkıla.
Seviyorum ben seni. Ama'sız. İnsanlığın tüm utanılası karanlığına rağmen. Amasız, apaydınlık kar gibi, 5 mevsim

Yorumlar