El azad

https://youtu.be/q57tqFFaYiY

Rüyalarımdan çıkınız. Belki Nisan geliyor diye, belki yağmurlar şiirsi bir aroma yayıyor toprağa. Belki Attila İlhan yeşeriyor, ya da bu yıl daha da azaldı diye belki milli çocukluğumuz. 23 Nisansızlığımız şimdiden içimize düşüyor olabilir. Belki 19 Mayıs'ta farz olarak yağacak yağmurda ıslanmanın artık bir manası olmayacağı içindir bu durumlar.

Bir keçi kadar uzun cümlelerle anlatabilirim ancak. Anlatılabilir nesi var bilmiyorum.
Elimin, dilimin hiç bir olumsuzluğa varmadığı ender bir rüya. Tek yapabildiğim kaçmak. Belki gerçekleşse de sanki kaçmak zorunda hissedecekmişim gibi gerçekli. Pencerelerden, kapılardan, denk gelinmemeye çalışılan koridorlardan gelip geçen silinmez bir yüz..Sanki hesap veremeyecek gibi mahçup bir kaçınmayla dolanıyorum bilincimin altlarında. Kafi mi, değil daha önceleri de var. İlk zamanlar kadar çok değilse de, var.
Rüyalarımdan çıkınız. Nisan geleyazarken biliyorum beklenen bu değildir kalemden. Bekleneni yazmamak için kalem zaten koridorlar arasında saklanır durur bilincimin altına. Çıkınız, affediniz uykuları. Ben sizin bildiğiniz beyaz yakalı burjuva bile olamamış, küçük koltuk hevesleri olan ikealık orta yaşlı az gelişmiş ülkelerin eğitimli yoksullarındanım. Ben sizin bildiğiniz 23 Nisanı elinden alınan, ülkesi savaşlı, ayakları kan kokan, ağaçları, aşk şiirlerini yazacağı kağıtlar yaptırmak için kestiren komformistlerdenim. Ben sizin bildiğiniz, vizeli pasaportlu, kaşesiz biyere gitmeyen köşeli, bağnaz, ot yemeksiz, zeytinyağlısı taze fasülye olan çelebiyim. Ben sizin bildiğiniz kırsal ülkenin şımarık kentlisi, eğitimsiz vatanın mürekkep yalanmış vatandaşıyım.
Beni affedin. Şimdi kendimi sömürtmeye daha yeni yeni yerler buluyorum daha. Daha taze tasmalar peşindeyiz. Etiketli, sınıflı. Hem de en klişesinden koltuklu. Bir Ahmet Kaya şarkısı kadar klişelere boğuk. Denizimiz maviyle gri arası. Sizin yanınızda ne yapsak az, eksik. Ama üzülmeyin.
Bu durum hala yaklaşan nisan yağmurlarının, çoktan anlamını yitirmiş Beyoğlu meyhanelerinin anılarıyla vakidir. Güzel şeyler var elbet Garp Cephesinde, lakin nefes alırken bile kabahat üzerimizde. Bu durum efenim, sadece kötü bir rüyanın sonrasında, bir dile döküldü.
Bir vebal için suç gerekmez fikrimde, kıymetli bir maktül, değerli bir mahzun kafidir sinemde. Kafeste bir kuş azad bekler.
Siz bilir misiniz bilmem, kafeste kuş çıkamadıysa dışarı. Ona nasıl davranacağınızın bir önemi yoktur. Onu sevseniz de düşman da olsanız, hiç tanımıyor da olsanız nev'iini... kuş , ağzı açılmış kafesten çıkamadıkça her an herkes için azaptır. Nisan yağmurları silmez toprağı, silmez yağmuru. Sadece hala çıkamamış bir kuşun  kanatlarını sızlatır. O kuşu hür bırakınız. Düşleri bırakınız. Kıymetiniz bakiidir, etmeyin. El azad!

Yorumlar