Kör sinemasında kayıp giden dalgalar


Sinemada kör olmak,
sinemaya kör olmak...
Aynı filmi, yapımı, izleği seyirdeyim diye korkarım.
Başka gözle ya da aynı gözle görsem ...
Yanında, yanlı ya da yansız olsam.. içimde derinlerdeki bol yosunlu iç ürperten bir yerlerde..
Marmara'nın Ege'ye yaklaştığı,
Akdeniz İklimi'nin karasal iklim etkisiyle boğuştuğu, buluştuğu,seviştiği,devşirildiği,karıştığı,çarpıtıldığı ...
bir yerlerde denizin derinlerinde midyeleri biraz yenebilir yerlerde...ama çok lezzetli olmayan..



Artık hakkını vermiyoruz. Veriyorsak da, Hakkı o eski Hakkı değil işte..Artık lisan-münsaiplerimiz, na müsait mahiyette tezahür ediyor. Diyemiyorum, yazamıyorum, sözler, şiirler, okuyacak, şakıyacak ne varsa ..huzurlu olmak öldürür kalemi derlerdi. Öyle bir küstahlık mı. Harflerim ellerimden kayıyor. Yazamıyorum. Harflerimin içine kaçıyorsun. Huzursuzluğum musun? Filmlerimin içine  girme. Omlet yemediğim kahvaltıların, bazı şairlere küs edebiyatımın,mutlu tercihlerimizle kararınca ve sağlıklı yaşayışımızın ve erken yaşlanmak için bile artık acelem olmayan hayatlarımızda, bilinmedik sokaklara, öngörülemez kaldırımlara, hele ki kıyılara hiç değirmiyor gözlerim kirpiklerimi.

 Korkuyor değilim. Yokluğun sen kadar, içimde sönüp giden, kayıp giden bir yıldız. Kızgınlığı, beklemesi, umması olmaz. Bir kuyruklu yıldız gibi, gibi gibi .. belki o dalgaların içine  doğru düşerek sönüveren zaman içinde.. Belki de sönmek dediğim sadece zaman içinde kaybolmasıydı. Ya da kayboluşunda geçiveren zamanda o dalgaların içinde benim kayboluşum


Yorumlar