redbull

Anadolu Kızıl Boğası özüyle gözüyle geçmişi ve geleceğiyle barışır ise ne mutlu  Anadolu'ya ve dahi Trakya'ya ve dahi nomadlara.
İklimini ve yurdunu taşımış tüm insanlara, keçilere ve diğer canlı ve cansız nebata mutlu bir haberdir.
Anadolu Kızıl Boğası, bir derinlikte geçmişle gelecek arasında seyrü seferde mavi ile yeşil arasında lakin kapsayıcı bir tuzluluktadır. Işıksız şavkıyan, güneşsiz sunset beach, dolmasız vampiray, şairsiz şiir bir ay, kadehsiz kopüksüz sözsüz sesli bir saltanattır varlığı. Gölgesi hep bir ışık, ayak sesleri gerçek üstülüğünce narin, uysal ve dilencileri incitmeyen gözleri, kendinden kaçmaktan yorgun ayakları dinlense ne ala ona. Uzun saklı sözleri hep bir şehirde biraz susup, bir başka mevsimde bir başka kente dökülmeye yorgun.
Oysa Anadolu Kızıl Boğası huyunda soyunda olmayası bir gezginlikten bezgin.
Sen senden kaçar, kendine varmaya çalışırsın. Ben ve bencileyin tüm zevatlar hikaye. Ben de bendekini ararım kendim içre. Buldumsa, bulduğumu savurur benim içimdeki avare. Bir çeker, bir savururken  kah güldük kah ağladık... Daha demin öfke vardı içimde. Olsun. Keçi de boynuzlu boğa da, en nihayetinde bu gece yalnız herkes. Ki ben muhtemel yine çok geçim. Ve her dem ancak yankılarına yetişebilmekteyim ancak bu tayın ayak seslerinin. Ama inanın, duysam, duyabilsem.. Kendimden kaçmadığım gibi kaçardım...

Yorumlar