Tam kuyruğu kıvırmıştım, öyle alttan ..

Avdan döndüm. Tokum. Çok yükseklere tırmanmak gerekmedi. Bu havalar, ayakta kalmayı başaranlar için bereketli oluyor. Ya da ayakta kalabiliyorsan zaten diğer nimetlerden de nemalanıyorsun belki. Yaşlanınca Alfa mı olduk nedir ..
Yaralarımı yalamakla meşgüldüm. Önce bi kısa tur, sonra biraz kardan erimiş su.. sonra biraz daha..Tüyleri parlatamıyorum. Alanı boydan boya işedik. Onda sıkıntı yok... Ben genelde sıkıntı üzerimde tepinirken bile anlamayacağım için zaten, hepten sıkıntı yok ..
Tam karnım tok, altı sıcak topraktan miss gibi bir kaya bulmuşum.. Kuyrugu da çevirdik, kıvırdık..

..şaka yapıyorsun...

Rüyalarda fok, fil, at rakuna kadar gezdi durdu eyvallah. Geçen gece gelen gitmek bilmedi rüya gerçeğe dönesiye..Öyle ki buhranı aklımı sorgulatıyor . 
Herşeyin bir başka sebebi var. 
Bu mengenede sıkıştıkça, denize ilk kez diz kapaklarına kadar marmara denizinde girmiş bir bebeğin parmak aralarında sıkıştırıp vıcırttığı denizanası gibi hissediyorum ruhumu elbette. Ama o ruhum ki, düşündürüyor neçe yanlış çağladı. Neçe kırdı yaktı geçirdi. Hiç anlayamadığım kadar haksızdı ruhumun istekleri. Şimdi oturmuş bol likenli gri bir kayanın altında bir ağaç kökünü dişlerken daldığım düşüncelerden.. biliyorum. Taş kafalı olduğumu, olacağımı ve  benim için antitezin kış için antifriz den daha önemli olduğunu. Hayatım ego ve antitez düzeylerinde gibi geliyor bazen. Ben id aşamasını daha çok seviyordum aslında ... Dalmış şu kökün yan kenarından kabupu kaldırmaya çalışırken  hani...
Şimdi versem, verseler, versen.. 
ne istediyse ruhuma
o düşlerde gelip de gitmeyen ..
bugünün o şakacısı
imbatın gün batımı rengi
ne istediyse ruhum.. 
ben biliyorum .. olmaz. 
Reddetmek, tersini aramak hep biryerlerde saklı olacak. Tersini özlemek hep bir kayanın dibinde bir düşte çıkacak karşıma. 
Ama biliyorum. 
kalabalık bir sokağın ortasında milyonların içinde asla kaybolmayacağını ve endişe etmeye fırsat kalmadan onu bulabileceğine inanmak çok yüceyse de.. 
Uzun ve aydınlık bir yolun başında , geri gidip, döndüğümde, tam aynı yerde yüzünde de minik bir kaygıyla bulacağımı bilmek. Ve gidilecek yerlerin, dönülecek yerlerden daha cazip olmadığı daha yüce geliyor. 
Mengene baki, eyvallah. 

Bu şakayı çözemedik. 
Eskiden de geç kalıyordum belki görmeye. Belki şimdi geç kalışlarım çok daha doğru bir anlam ifade ediyor en azından . 
Düşünüyor olmam mı doğru, düşüncelerimde istikrarsız ve umarsız olmam mı, 
akla gelmesi, düşünmek mi demek  özlemek mi.
özlemek benim bildiğim böyle birsey değildi. söylediğim zamanlarda özlemek, yanında yol olurdu. 
özlerken durulmazdı biryerde, yakınına gidilirdi. Gidilemiyorsa da, kaçıp gidilirdi...
Gitmeyi özlemek olabilirdi ama cümleleri alegorik şekilde tamamlamak üzere konuşmak ve yazmak için fazla kadayıf hissediyorum. Ergenlik amenna ama, o kadarını da gece saat 11 de uyumayan insanlar yapsın. 

Ama ben hala anlamadım bu şakayı. Sadece ses çıkarabildim. birsey diyemeyecek kadar derinde yuvam. Bu ağaç kökünü kemirmem bitmedi..Daha yalanma işi var, bir daha su içilecek, alttaki kayanın dibini eşelemem lazım.. .
peki nden  ki öyle alttan alltan.. Acıyacağını bildiğin için mi..ben henüz daha anlayamadım..
peki neden ki öyle alttan altaan.. süt vermiyor diye mi...
peki neden ki öyle alttan altaan.. öylesine mi

Yorumlar